Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler

Daha önceki yazılarımızda 500 civarında psikoterapi yaklaşımı olduğundan bahsetmiştik.  Bu yaklaşımlar arasında etkililiği çeşitli araştırmalar tarafından kanıtlanmış olan ve sık kullanılan yaklaşımlardan biri Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler (BDT)’dir. Hem Skinner’ın temellerini attığı Davranışçı yaklaşımı hem Beck tarafından geliştirilen Bilişsel yaklaşımı benimseyen BDT, ‘şimdi’ ve ‘burada’ya odaklanır. BDT; çocukluk yaşantılarının psikolojik sorunlar geliştirmesindeki önemini kabul etse de kişinin güncel sorunlarını sürdüren uyumsuz düşünce ve davranışlara odaklanır. Terapide bu uyumsuz düşünce ve davranışlar ele alınarak daha uyumlu hale getirilmeye çalışılır. Böylelikle kişinin terapide öğrendiği yöntemleri hayatındaki farklı durumlar karşısında kullanarak sorunlarıyla etkili bir şekilde baş etmesi önemli hedeflerden biridir.

Algı, inanç ve düşüncelerimizin, duygu ve davranışlarımızı etkilediği gibi duygu ve davranışlarımızın da algı, inanç ve düşüncelerimizi etkilediğini söyleyen BDT; otomatik düşünce, ara inanç, temel inanç ve şema kavramları üzerinde durur.

Şemalar: Düşüncenin en temel birimi olan şemalar, dünyaya ilişkin kişisel deneyimler ve dolaylı öğrenmeler (başkalarının ne yaptığını gözlemleyerek) yoluyla yaşamımızın erken dönemlerinde oluşmaya başlar. İnançlar (temel ve ara inançlar) ve otomatik düşünceler şemaların temel bileşenlerindendir.

Temel İnanç: Sahip olduğumuz en temel inançlardır; genellikle aşırı genellemelerden oluşur ve kesin olma eğilimindedir.

Ara İnanç: Temel inanç ve otomatik düşünce arasında yer alan ara inançlar; temel inanca ilişkin kişinin geliştirmiş olduğu varsayımlar, kurallar ve tutumlardır. Koşullu inançların yanı sıra ‘-meli, -malı’ tarzı ve gereklilik bildiren inançları da kapsar. Ara inançlar bizim deneyimlerimize anlam vermemize yardımcı olur.

Otomatik düşünce: Anlık olarak ortaya çıkan ve bir değerlendirmeyi içeren ifadeler ya da imajlardır. Temel ve ara inançların etkisiyle hızlı, anlık ve istemsizce ortaya çıkarlar.

Örneğin; değersizlik şemasına sahip birinin temel inancı ben değersizim şeklindedir ve “İnsanların bana değer vermesi için onların önerilerine karşı çıkmamam ve isteklerini daima karşılamam gerekir” kişinin geliştirmiş olduğu ara inançlardan biri olabilir. Arkadaşıyla olan bir konuşmasında arkadaşı bir öneri ya da istekte bulunduğunda o an ortaya çıkacak otomatik düşüncesi ise “Kabul etmezsem beni değersiz görecek.” şeklinde olabilir.            

BDT kuramcılarına göre bireylerin yaşadığı psikolojik sorunlar; çarpıtılmış düşünce sisteminden (hatalı şemalar ve bunlara ilişkin inançlar) ve bunlarla etkileşim içinde olan uyumsuz davranışlardan kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda terapideki amaçlar:

  • Hatalı bilgi işleme süreçlerini belirlemek ve değiştirmek, uyumsuz olan bu düşünce ve inançların ne kadar gerçekçi oldukları sorgulanarak daha uyumlu ve gerçekçi düşünme tarzını öğretmek,
  • Kişinin psikolojik sorunlarıyla ilişkili veya olumsuz duygu ve düşünceleri sürdüren uyumsuz davranışları değiştirerek kişiye daha uyumlu davranışlar kazandırmak.

BDT’de bu amaçlara ulaşmak için hem davranışçı hem bilişsel teknikler kullanılmaktadır. Terapi sürecinde terapist ve danışan eşit derecede aktiftirler ve iş birliği içinde çalışırlar. Değiştirilmesi hedeflenen düşünce ve davranışları terapist ve danışan birlikte belirler ve değişim için kullanılacak teknikleri birlikte seçerek planlarlar. Sıklıkla kullanılan tekniklerin bazıları aşağıdadır:

Sokratik Sorgulama: Düşünce ve inançları derinlemesine incelemenin bir yoludur. Terapinin amaçlarına uygun bir sonuç çıkarmasını sağlamak üzere danışana yönlendirici sorular sorma stratejisine verilen addır. “Bu düşüncenin/inancın kanıtı nerede, alternatif açıklama başka ne olabilir, en gerçekçi sonuç nedir?” bu sorulardan bazılarıdır. Bu sorular kişilerin otomatik düşünce ve inançlarını test etmelerine yardımcı olmaktadır.

Davranışsal Deneyler: Belirli bir inanç için düzenlenen ödevlerdir. Terapist ve danışan, hatalı bir bilişe karşı çıkan bir iş ya da bir aktivite planlar. Örneğin hayatta hiç eğlenmediğine inanan birinden eğlenceli olabilecek bir aktivite seçmesi istenir ve aktiviteden sonra ne olduğunu rapor etmesi istenir. Eğer o aktivite ile eğlenmişse inancın yanlışlığı ispatlanır, eğer hiç eğlenmemişse oradaki düşünceleri incelenebilir.

Aktivite Çizelgesi Yapma: Danışanların herhangi bir nedenle motivasyonları düştüğünde, onlardan terapi seansları arasında bir kağıt üzerinde günlük zaman çizelgesi yapmalarını istemek faydalı olabilir. Ayrıca yazılan aktiviteler yeterli olma ve zevk alma bakımından da puanlanır.

Atılganlık (Girişkenlik) Eğitimi: Danışanlara başkalarının haklarını işgal etmeden kendi haklarını korumaya yönelik beceriler öğretilir.

Maruz Bırakma: Danışanın bir nesne ya da duruma karşı yaşadığı anksiyeteyi azaltmak için danışan o durum veya nesnenin kendisine ya da o şeyi hatırlatan durumlara maruz bırakılır. Maruz bırakma belirli bir hiyerarşi içinde yapılır. Örneğin kedi fobisi olan birisine önce kedi resimleri göstermekle başlanabilir ve kendisinin neler düşündüğü hissettiği not alınır. Belirli aşamalı durumlarla ilerleyen sürecin sonunda kişi kedinin kendisine dokunabilir ve yine duygu, düşünceleri not edilir. Tabi bu aşamalar bir uzmanla beraber belirlenmiş bireye ve duruma özgü olan aşamalardır.

Gevşeme Eğitimi: Stres ve kaygıya bağlı olarak vücutta oluşan gerginliği azaltıp sakinlemek için belirli kas gruplarının kasılması ve gevşetilmesini öğretilir.

 

Kaynaklar

Murdock, N. L. (2016). Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları: Olgu sunumu yaklaşımıyla. (F. Akkoyun, Çev., Ed.). Ankara: Nobel Yayınları.

bilissel-davranisci-psikoterapiler---eskisehir-gordion-psikolojik-danismanlik-merkezi