Biz Ne Yaşıyoruz?

Salgının ülkemizde de yayılmasıyla beraber çoğumuzun zihninde beliren bir soru:

 “Biz Ne Yaşıyoruz?”

Yaşadıklarımızı anlamlandırmak ve ‘Neden böyle hissediyorum?’ diye düşünüp, anlam veremediğimiz duygularımızı bir yere bağlamak önemlidir. Bu anlamda düşünüldüğünde ve sorulan sorular çerçevesinde evet psikolojide buna KRİZ diyoruz. 

Kriz, Travma ve Acil Durum birbirine benzeyen ve karıştırılan kavramlardır. 

Acil Durum; adı üstünde, hemen şimdi bir şey yapılmasının gerektiği, kişinin kendisine ya da başkasına zarar verme olasılığının yüksek olduğu durumlardır. 

Travma; krizden de daha fazla etkilenilen durumdur. Uzun süreli destek alınması gerekebilir. Gerçek travma beyin kimyasını değiştirebilir. 

Kriz ise, genellikle beklenmedik aniden ortaya çıkan olumsuz bir durum ve bu durumda kişinin verdiği tepkidir. Kelime anlamı “karar verme”, “dönüm noktası” dır. 

Psikolojide kriz ise insan yaşamında ciddi ve kesin bir dönüm noktasını belirleyen bir durumdur. Yaşam, birçok iniş çıkışlar ve yaşamı tehdit eden deneyimlerle doludur. Bireyin ele alış biçimi, destek olacak bireylerin olup olmaması, uyum becerisi, gerginlik yaratan durumdan kurtulmayı etkiler. Bu dönemler kişileri farklı duygu, düşünce ve davranışlara iter. Bireyin yaşamını değiştirir yeni durum oluşturur. Bu yeni duruma uyum becerisi herkeste farklılık gösterir. Bazen birey kendini yetersiz hisseder, büyük bir çaresizlik ve sıkıntı yaşar ve hiçbir şeyin iyi yönde değişmeyeceğini düşünür. Alışılageldiği problem çözme yollarını burada kullanamadığı, bildiği yollarla işin içinden çıkamadığını görür. Süregelen yaşamında bir alt üst olma hali ortaya çıkar. İşte bu hal “kriz” durumudur. 

Caplan ve Cullberg krizleri ikiye ayrılmaktadır (Sonneck 1985): Durumsal Krizler ve Gelişimsel Krizler

A- Durumsal Krizler;

Bunlar, birden ortaya çıkan, acı verici olan, psişik durumu, sosyal kimliği, güvenliği ve hoşnutluk durumunu tehdit eden durumlardır. Örn: Bir yakının ölmesi, ani bir sakatlık, deprem, yangın salgın gibi doğal felaketler…

Travmatik krizlerde süreç 4 dönemden oluşur. Akut dönem birinci ve ikinci devrenin başlangıç dönemini içerir ve 4-6 hafta sürer.

  1. Dönem: “ŞOK” Gerçek mümkün olduğu kadar uzak tutulmaya çalışılır. Dışarıdan her şey düzgün ve yolunda gibi görünse de içte her şey karmakarışıktır. Amaçsız aktiviteler ortaya çıkabilir.
  2. Dönem: “TEPKİ” Gerçekle yüzleşme artık kaçınılmazdır. Savunma mekanizmaları devreye sokularak gerçek, mümkün olduğu kadar uyumlu bir şekilde bütünleştirmeye çalışılır. En sık kullanılan savunma mekanizmaları; bastırma, inkâr, rasyonalizasyondur. Kişide, yıkıcı eğilimler ortaya çıkabilir. (Örneğin alkol, madde kötüye kullanımı, ...)
  3. Dönem: “İŞLEM” Yavaş yavaş durumdan uzaklaşılır. İlgiler yeniden su yüzüne çıkar, gelecek konusunda plânlar kurulur.
  4. Dönem: “YENİDEN UYUM” Kişinin benlik saygısı yeniden yükselmiştir. Yeni ilişkiler kurulur ve devam ettirilir.

B- Gelişimsel Krizler;

Yaşam değişikliği krizleri, yaşama ait olan ve kişi tarafından olumlu olarak yaşanan durumlardır. Örneğin; ayrılık, evlenme, çocuk sahibi olma, taşınma, iş değişimi, emeklilik gibi.

Krizdeki psişik ve bedensel bulgular / öneriler;

Psişik kriz, bireysel uyum gücünün aşıldığının bir ifadesidir. Çaresizlik duyguları ve gerginlik belirgin şekilde hissedilir. Krizin, kişi için taşıdığı anlama göre (kayıp, tehdit, meydan okuma) gerginlik duygusu, anksiyete veya depresyon şeklinde yaşanabilir, bütün bu duygular bedensel yakınmalar şeklinde de kendini gösterebilir.

Kaygının yarattığı bedensel semptomlar, çarpıntı, nefes darlığı, boğulma hissi terleme, motor huzursuzluktur.

Gerginliğe bağlı bedensel semptomlar, uyku bozuklukları, baş ağrısı, dolaşım bozuklukları, sindirim sistemi bozuklukları, titremedir (Sonneck 1985).

*Gevşeme Egzersizleri: Özellikle de bilimsel etkinliği kanıtlanmış, kliniklerde uyguladığımız “Jacobson Kas Gevşetme Egzersizleri” bu bağlamda uygulanabilir.

Depresyona bağlı bedensel semptomlar; iştah azalması, kilo kaybı, uyku bozukluğu, motor yavaşlama, bitkinliktir.

*Fiziksel aktiviteler planlanabilir. Ev içinde yapılabilecek kişiyi de çok fazla zorlamayacak fiziksel etkinlikler; spor yapma, yemek yapma vs. gibi.

Sonuç olarak; her kişinin olaylara tepkisi farklı olabilir. Kriz durumlarında verilen tepkiler “akıl sağlığınızın bozulduğu” anlamına gelmez. Krizler kendimizi tanımamız ve değişmemiz için bir fırsat olabilir. Yine de sıkıntılarınız çok arttı ve dayanamayacağınız noktaya geldi ise; hastanelerin psikiyatri bölümlerine ya da meslek örgütlerine (Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği) telefon ya da sosyal medya üzerinden başvurabilir, destek isteyebilirsiniz.

 

Psk. Nuriye Ülkgün

 

Kaynaklar

Alkan, N. ve Myer, R. A. (2014, Ağustos 12). Krize Müdahale Triyaj Değerlendirme Sistemi KMTDS, Türkiye Çalışmaları Video 3. https://www.youtube.com/watch?v=V_qYbLK_rLc  adresinden alındı.

 

Sayıl, I. (1992). A.Ü. Psikiyatrik Kriz Uygulama ve Araştırma Merkezini Açılış konuşması. Kriz Dergisi 1(1), 2-3.

 

Sözer, Y. (1992). Psikiyatride Kriz kavramı ve Krize müdahale. Kriz Dergisi 1(1), 8-12.

 

Stevens, B. A. ve Ellerbrock, L. (1995). Crisis intervention: An opportunity to change. Özet Çev.: Kamil Güven. (2000). “Krize Müdahale: Değişim İçin Fırsat”, Türk Psikoloji Bülteni, 6 (16 – 17), 81 – 83.

 

biz-ne-yasiyoruz---eskisehir-gordion-psikolojik-danismanlik-merkezi